40 KUŞAĞI ŞİİRİ...


''Nâzım Hikmet’in 835 Satır adlı kitabının 1929’da yayınlanmasından sonra ortaya çıkan toplumcu- gerçekçi şiir akımı, farklı boyutlarda 1980’lere kadar gelmiştir. Nâzım Hikmet toplumdan ilham alarak şiire toplumcu gerçekçiliği getirdi. Nâzım, Türk şiirine yenilik olarak toplumcu gerçekçiliği, somut güzellikleriyle gerçek doğayı, hayatta yaşanan gerçek romantizmi ve serbest vezinle, şiir biçiminde özgürleşmeyi de getirdi.

Güneşi İçenlerin Türküsü (835 Satır, 1929)
Bu bir türkü
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor
kanlı, kızıl bir meş’ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
Ben de söyledim o türküyü!

.
Toplumcu-gerçekçi şairlerin başında gelen Rıfat Ilgaz şöyle diyor ''1940 toplumcu kuşağı, gerçeği yaz da nasıl yazarsan yaz mantığında değildi hiçbir zaman. Bugün diğer arkadaşların şiirleri irdelendiğinde, konularımızın yaşamdan alınmış olduğu görülür, ama bunu şiire dönüştürmek için verilen özgün çaba da görülür. Tabii herkes bunda başarılı olmamış olabilir. Her zaman da öyledir zaten. Önemli olan çabayı vermiş olmamızdır.”

Hiç yorum yok: