''Bugün pazar...
Bugün, beni ilk defa
Güneşe çıkardılar.
Ve ben, ömrümde ilk defa
Gökyüzünün
Bu kadar benden uzak,
Bu kadar mavi,
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak,
Kımıldamadan durdum
Sonra, saygıyla toprağa oturdum,
Dayadım sırtımı duvara.
Bu anda;
Ne düşmek dalgalara,
Bu anda;
Ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak,
Güneş ve
Ben...
Bahtiyarım…
Bu şiiri bilirsiniz, şair Nâzım Hikmet’in en ünlü şiirlerinden biridir ‘Bugün Pazar’ Peki bu şiirin öyküsünü bilir misiniz?
Bu şiirin yazılış öyküsüne bir başka yazar Vedat Günyol tanık olmuştur.
Nâzım Hikmet’in hapiste olduğu dönemde büyük usta Vedat Günyol, uzun zamandır görmediği arkadaşı, dostu Nâzım Hikmet’i ziyarete gider. Nâzım Hikmet misafiriyle görüşmek için bir gemiye bindirilir.
Gemi iskeleye yanaşırken Vedat Günyol, uzaktan Nâzım’ı görür. Nâzım, elinde bir kâğıt parçasıyla güvertede durmaktadır.
Bir süre sonra ünlü şair düşünceli yürür, bir süre gökyüzüne bakar ve ardından elindeki kâğıda bir şeyler yazarak güvertede bir yere oturur.
Askerler, Vedat Günyol’u gemiye alırlar. Nâzım, Vedat Günyol’un geldiğini fark etmemiştir. Vedat hoca Nâzım’ın yanına yaklaşır, eğilir; Nâzım soğukkanlılıkla gülümser; ‘Vedat, bir şiire başladım.’ der.''
.
.
Her kuşağın her akımın kendine özgü bir dili var. 40 Kuşağı ile İkinci Yeni'nin dili birbirinden çok farklı. Nâzım, şiiriyle, diliyle ülkesini tanıtmış bir şairdir. Örneğin; Sosyal demokrat eğilimin hakîm olduğu ülkelerde ''Türkiye'den geliyorum'' dediğiniz de ''Nâzım'ın ülkesinden mi?'' derler. Nâzım ''Evrensel bir değer'' konumundadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder