13 Nisan 2017 Perşembe

1940 KUŞAĞI TOPLUMCU, GERÇEKCİ ŞAİRLERİMİZ...


1940 kuşağı
  • İlk dönem toplumcu şairler;

  • ''...Toplumcu şiirin ustası Nazım Hikmet’in ilk kitabı 835 Satır’ı 1929’da çıktığında ülkede edebiyat alanında önemli değişiklikler görüldü. Belli bir zümreyi derinden etkileyen bu yeni şiir anlayışına Nâzım’ı götüren temelde iki nedenden söz etmek yerinde olur. Birincisi gelişmiş bir şiir olan Sovyet edebiyatının şekil ve içerik olarak Nâzım’ı etkilemesi, ikincisi de büyük şairin memleketin henüz küllenmemiş olan acılarına duyduğu yakınlıktır. Öte yandan onun 1938’de “Askeri isyana teşvik” suçuyla yargılanıp 28 yıl 4 ay cezaya çarptırılması bizde toplumcu edebiyatın fitilini ateşlemiştir, denilebilir. Şairin hapislik yıllarında pek çok sanatçı büyük bir duygu yoğunluğuyla onun sanatını yüceltir. Hikmet Altınkaynak, edebiyatımızda 1940 kuşağı şairlerini şöyle sıralar: "Hasan İzzettin Dinamo (1909), Rıfat Ilgaz (1911), Cahit Irgat (1915), M. Niyazi Akıncıoğlu (1916), A. Kadir (1917), Suat Taşer (1919), Mehmed Kemal (1920), Enver Gökçe (1920), Ömer Faruk Toprak (1920), Ahmed Arif (1925) Attilâ İlhan (1925), Arif Damar (1925), Şükran Kurdakul (1927)”


20 Kasım 1901’de doğmuş olan Nâzım’la birlikte 14’ü bulan bu ilk dönem toplumcu şairlerin içinde ustanın dışında yaşı en büyük olan Hasan İzzettin Dinamo’ydu.''
.
Hikmet ALTINKAYNAK
(Altınkaynak, 1977,s.110).

.
1940 kuşağı /İlk dönem toplumcu şairler (14'ler )


40 KUŞAĞI ŞAİRLERİNDEN; ŞÜKRAN KURDAKUL...


.Şükran KURDAKUL
(Şair)

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, yakın çekim

1927'de İstanbul'da doğan Kurdakul'un edebiyata ilgisi çok küçük yaşlarda başlamıştı..Bu dönemde yazdıkları Çocuk Sesi, Maceralar Dünyası gibi dergilerde yayımlandı. Babasını daha bir buçuk yaşına girmeden yitirmişti.

Annesiyle birlikte İstanbul'dan ayrılıp İzmir'e yerleştiklerinde 14, 15 yaşlarındaydı. Hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerini Yedigün, Yarımay dergilerine gönderiyor; bunlar 'Genç İstidatlar' köşesinde yayımlanıyordu. 1943'te, 16 yaşındayken, şiirlerini 'Tomurcuk' adlı kitabında topladı. Çok geçmeden de İstanbul, Fikirler, Kovan gibi dergilerle tanıştı; hece ölçüsünü bıraktı. 17 yaşındaki bu genç şair, artık Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dranas çizgisindeydi. Bu geçiş dönemi ürünleri, 1944'te çıkan 'Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri' başlıklı kitabında yer aldı. Çok geçmeden de lise öğrencisi Şükran Kurdakul, Ceza Kanunu'nun ünlü 141. maddesine aykırılık gerekçesiyle tutuklandı. Dört buçuk ay tutuklu kaldıktan sonra aklandı ama okulla ilişkisi kesilmişti. İstanbul'a döndü annesiyle birlikte.

'Beyaz Yakalılar' adlı hikâye kitabında anlatacağı küçük memurluklarda çalıştı. Bir yandan da 'Yeryüzü' ve 'Beraber' dergilerinin yönetimine katılıyordu. 1951'de Yeryüzü'nde çıkan 'Milli Kurtuluş Şarkısı' başlıklı şiirinden dolayı, 142. maddeye aykırılık gerekçesiyle yargılanıp aklandı. Bu yıllarda Nâzım Hikmet etkisindeydi.

1953'te bir kez daha tutuklandı. 68 gün hücre hapsi, toplam iki yıl tutukluluk. Sonuç yine aklanma... Hapishanede şiiriyle 'hesaplaştı'; kendi sesini bulma çabası içine girdi. Gerçekten de, 1956'da yayımlanan üçüncü kitabı 'Giderayak', artık etkilerden uzaklaşmış bir şairin ürünüydü. Yine 142. madde... Kitap toplandıysa da, zamanaşımı süresi içinde açılmadığından, dava düştü. Bu sıralarda gazete ve yayınevlerinde düzeltmenlik yaparak yaşamını kazanıyordu. Bir ara Yelken dergisini yönetti. Ardından Ataç Kitabevi'ni kurdu, kitap yayıncılığına girişti. 1962'de Ataç, 1964'te Eylem dergisini yayımladı. 12 Mart döneminde 'Şairler ve Yazarlar Sözlüğü'nü hazırladı; birkaç yıl sonra 'Çağdaş Türk Edebiyatı-Meşrutiyet Dönemi' adlı kitabı yayımlandı. 12 Eylül döneminde de bunun 'Cumhuriyet Dönemi'ni kapsayan ikinci cildi üzerinde çalışacaktı. Edebiyatın toplumla ve yaşamla iç içe yeşerip geliştiğini, evrildiğini ortaya koyan, edebiyat tarihimizle ilgili derli toplu, sağlıklı bilgiler edinilmesini sağlayan ve edebiyatımızı yeni bir prizmadan yansıtan bu çalışma yankılar uyandırdı.Türk edebiyatına yaptığı hizmetler kolay kolay unutulacak gibi değil: Ataç Kitabevi, Ataç dergisi, Eylem dergisi başta olmak üzere; yazılarıyla, incelemeleriyle büyük hizmetler yaptı..

Kurdakul toplumcu gerçekçi edebiyatın önde gelen temsilcilerinden biri oldu.

'Mesajımızı halka iletmek zorundayız.Halkın bu mesajı çok çabuk yakalayacağı somut bir dil kullanmak gerekir. Mesajı halka ulaşmayan eser, sanat eseri değildir'; bu görüşünü hemen her yerde değişik biçimlerde ifade etti..

.

''Özgürlüğüm benim

Canımın saksılarında büyüdü

Ayıplara gömülen çağınızda'' .

.

Şiirlerinin yanısıra öykü, deneme ve inceleme türünde de eserleri bulunan Şükran Kurdakul, 15 Aralık 2004 tarihinde İstanbul'da yaşama veda etti. Kabri, İstanbul, Kızıltoprak Sahrayıcedit Mezarlığı'ndadır

40 KUŞAĞI ŞAİRLERİMİZDEN:A.KADİR...


A.KADİR
(Şair)Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yakın çekim


*
TOPLUMCU 40 KUŞAĞI ŞAİRLERİNDEN;
A.KADİR VEYA ALİ KARASU ( İbrahim Abdülkadir Meriçboyu)
a_kadir-1

Asıl adı İbrahim Abdülkadir Meriçboyu. 1917’de İstanbul’da doğdu, 1985’te yine İstanbul’da öldü. Eyüp Ortaokulu’nden sonra 1936’da girdiği Kuleli Askeri Lisesi’ni bitirdi. 1939’da Ankara Harp Okulu son sınıf öğrencisiyken, Nazım Hikmet’in okulda propaganda yaptığı gerekçesiyle açılan davada yargılandı, 10 aya hüküm giydi, okuldan uzaklaştırıldı. Cezaevinden çıkınca 1941’de İstanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi. Tan gazetesinde düzeltmen olarak çalıştı. Arkadaşlarıyla “Yürüyüş” dergisini çıkardı. 1943’te savaş karşıtı şiirlerini içeren ilk kitabı Tebliğ toplatıldı, sıkıyönetim tarafından İstanbul dışına sürgün edildi. 1943-1947 arasında Muğla, Balıkesir, Konya, Adana ve Kırşehir’de sürgünde yaşadı. 1947’de İstanbul’a döndü. Bir bisküvi fabrikasında çalıştı, yayınevlerinde düzeltmenlik, çevirmenlik yaptı. 1965’ten sonra şiir çevirileri ve kitaplarının yayınıyla uğraştı. 12 Eylül 1980 sonrasında da bir ay gözetimde tutuldu. İlk şiirleri 1930’da “Ali Karasu” imzasıyla yayınlandı. Başlangıçta Faruk Nafiz Çamlıbel ile Necip Fazıl etkisinde şiirler yazdı. AnkaraCezaevi’nde Nazım Hikmet’le kalınca şiir ve dünya görüşünde önemli değişikler oldu. Ses ve Yeni Edebiyat dergilerinde yayınlanan şiirlerinde Nâzım Hikmet etkisi açıkça bellidir. Yurt sevgisini dile getiren ilk kitabı “Tebliğ”de bir yandan savaşa karşı çıkarken bir yandan da yoksul Türk insanını gerçekçi bir bakışla yansıttı. Bireysel dramı toplumsal sorunların birlikteliği içinde ele aldı. Olgunluk
dönemi şiirlerinde konuşma diline yakın bir dil kullandı, türküler, halk şiiri ve gelenekleri motiflerinden yararlandı. Savaş, yoksulluk, sürgünlük, hapislik acılarını yaşayan insanın duygularını, iyiye, doğruya, eşitliğe olan özlemini yalınlık, gerçeklik ve lirizmle yansıttı. Çarpıcı bitişler, yinelemeler, iç uyaklar ve ses uyumları belli başlı şiirsel biçimleri. 1940’lı yılların toplumsal gerçekçi şiirinin ortak temaları ve biçimleriyle, Orhan Velikuşağının bazı söyleyiş özelliklerini kaynaştırarak sentezci bir şiire ulaştı.
ESERLERİ
ŞİİR: Tebliğ (1943) Hoş geldin Halil İbrahim (1959) Dört Pencere (1962) Mutlu Olmak Varken (toplu şiirler, 1968) Bütün Şiirleri (1988, ölümünden sonra)
ÇEVİRİ-ANTOLOJİ: Bugünün Diliyle Mevlana (1955)
İlyada (Azra Erhat’la birlikte, 1958) Bugünün Diliyle Tevfik Fikret (1967) Odysseia (Azra Erhat’la birlikte, 1958) Seçme Şiirler (1961)
Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri (3 cilt, 1973-1975-1980) Portekiz Sömürgeleri Şiiri (1975) Vietnam Şiiri (1975) Filistin Şiiri (1976)
ANI: Harp Okulu Olayı ve Nâzım Hikmet (1966)
ÖDÜLLERİ
1959 Habib Edip Törehan Çeviri Ödülü
1961 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü
1980 Türkiye Yazarlar Sendikası Hasan Ali Ediz Edebiyat Çeviri Ödülü
1983 Yazko Çeviri Ödülü


Görüntünün olası içeriği: doğa